Kilitbahir
Sivrice’den çıktıktan sonra Çanakkale’de kısa bir mola, sahilde iki bardak çay, ardından ver elini Kilitbahir. Gerçekten de kilit olduk. Feribottan inmesi ve yola çıkması dert. Tabyaların etrafında kısa bir gezinti (Kale restorasyonu hala bitmemiş. Kalenin imalatı bile bu kadar sürmemiştir.) Geçen Ekim ayında şehitlikleri ve müzeleri gezdiğimiz için, bu sefer yarımadayı turlamayacağız. Şehitlik’ lerde Askerler nöbet tutarken Şehitlikti, şimdi özel güvenlik elemanları ile turistik tesis gibi duruyorlar. Hedef 2-3 km mesafedeki Havuzlar Şehitliği ve yakınında bulunan Havuzlar Cafe (Geçen sene burada Hasan Beyin sayesinde keyifli zamanlar geçirmiştik). Havuzda bulunan Koi balıkları iyice büyümüşler ve koca çınarların gölgesinde keyifle yüzmeye devam ediyorlar. Bu noktada Boğaz dan geçen gemileri seyrederek bir kaç gün kaldık. Huzurlu ve keyifli bir yer. Havuzlar bölgesi Savaş zamanı psikoloji bozulan askerlerin tedavi edildiği, havuzda çamaşır yıkayarak ve su sesini dinleyerek kendilerine geldikleri bir alanmış. Havuzda çamaşır yıkamasak ta, suyun ve çınarların sesi bizi de dinlendirdi. Tarihi Yarımada ve Şehitliklerin kontrolü Alan Başkanlığı diye bir birime devredilmiş durumda. Bir çok alanda park etmek, piknik yapmak, konaklamak yasak. Cezalar da bayağı ağır, nerede ne yaptığınıza dikkat edin.
Sevgiler…