Antalya artık bildiğimiz Antalya değil. Kocaman bir şehir olmuş. Yivli Minare ile Yat Limanını görmesek inanmayacaktık. Ama bu koca şehirde karavancılara deniz kenarında bir köşe ayıramamışlar ( karavan Parkı kepezin ilerisinde Düzlerçamında, biraz daha gitsek İç Anadolu zaten :) )
Antalya’ya geldik güneşi bulduk artık aküleri doldururuz hayali ikinci gün suya düştü. Yarı esnek panellerin 2. takımı da arıza verdi. Karavancının elinden takım taklavat düşmeyeceğini anlamış oldum :) Neyseki Antalya da solar panellere ulaşmak sorun olmadı. Bağlantı parçalarınıda sanayide bir karavancı dostunun imalathanesinde kıvırtınca 1 saatlik uğraş ile sorunu giderdik.
Şimdi güneşi bekliyoruz (bekliyoruzda Antalya’nın başka planları var ). Gece bir dolu, bir yağmur, feleğimiz şaştı sabah çıkıp panellere bakmaya korkuyorum, neyse sorun yok. Şarj’a devam.
Düdenin denize döküldüğü noktayı zamanınız varsa ziyaret edin.
Tophane çay bahçesi hala eski yerinde. Yat limanına bakarak çayınızı yudumlayabilirsiniz.
Sakatat sevenler, Kale Kapısı civarında paça çorbası içebilirler (gerçi garsonlar çorbayı, ekmeği ve kaşığı aynı anda getirmeyi beceremiyorlar, sizin kaşık talebinizide çok komik buluyorlar).
Sakatat sevmem, garsonların da maskarası olmam derseniz, tahinli piyazı deneyin.
Tatlı yemem. Ama Antalya’nın ilginç reçellerini izlemek bile keyif.
Konyaaltın da uzun bir yürüyüş yapabilirsiniz.
Karaalioğlu (Karaoğlan) parkını da pas geçmeyin.
Yivli Minare olmazsa olmaz.
Tünektepe’ye teleferik ile çıkıp (araç çıkışı yasak). Antalya’yı kuşbakışı izleyebilirsiniz
Antalya şehir merkezinden bu kadar. Bizim ziyaretler şehrin nüfusu ile ters orantılı :)
Sevgiler
Eline, gözüne, kalemine sağlık Tunç. Keyifli seyirleriniz olsun…..
Teşekkürler,
Sizede olsun :)