Akhaltsikhe- Akhalskie (Gürcistan)

Akhaltsikhe

Türkgözü sınır kapısından Gürcistan’a geçtik. Ufak bir kapı, bizim tarafta 4 noktadan onay almamız gerekti ama araları 50-100 metre olunca fazla da uğraşmadık. Son kontrolün ardından bariyeri kaldırdılar ve hop Gürcistan. Gürcistan tarafında 2 kontrol var ama tek fark,  araç ve yolcular ayrı kapılardan geçiş yapıyor. Pınar Gürcistan’a benden önce girdi.

Akhaltsikhe bölgesi ilk durağımız. Burası eskiden Ahıska Türklerinin bölgesiymiş ama 2. dünya savaşında Stalin Ahıska’ların Türkiye ile işbirliği yapacağından korkup, bütün Ahıska Türklerini Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’a sürmüş. Bu üzücü olayı hatırlatmamdaki amaç, şehrin ismine aldanıp buranın gerçek sahiplerini aramayın. Ayrıca, gezerken keyif aldığınız yerlerin, bazı gerçeklerini de hatırlamamız gerektiğini düşündüğüm için.

Şehrin ana caddesi ve nispeten yeni yapıların bulunduğu bölüm, bizim açımızdan, ucuz marketlerin bulunması dışında başka bir anlam ifade etmiyor.

 

Gürcistan’ın en önemli tarihi kişiliklerinden biri Kraliçe Tamara

 

 

 

 

 

Yağmur oluklarındaki incelik.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şehir, 1578 yılında, Çıldır Meydan savaşından sonra, Osmanlı hakimiyetine geçmiş. 1828 Osmanlı-Rus savaşından sonra ise, şehri tekrar Ruslar geri almış. Rabati kalesi, farklı devletlerin ve dini inanışların etkisiyle harmanlaşmış durumda. Kalenin içinde cami ve kilise bulunuyor. Kalede bulunan müzede de taş baltadan, Türk kılıcına kadar farklı silahları veya Osmanlı dan kalma eserleri görmek mümkün. 2 gece konakladığımız bu yer bizim çok hoşumuza gitti.

 

Rabati kalesinin içi. Bu alan ücretsiz kısım. Müzenin olduğu bölgeye giriş ise 6 Lari.

 

 

 

Akşam karavanın manzarası.

 

 

 

Kalenin içinde birçok kule var. Kulelerin her penceresi farklı manzara sunuyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Paşa odası olarak geçiyor. Çok güzel ahşap işçiliği var.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Cami’nin içi.

 

 

 

 

Kaledeki  küçük odalar. İçinde ocağı, yatağı bütün temel ihtiyaçlar var.

 

 

 

Cami’nin kubbesi.

 

 

 

Müzede milattan öncesine ait buluntular da var.

 

 

 

 

 

 

 

 

Taş baltalar. Balta değil biblo gibiler.

 

Her kalenin bir zindanı olur.

 

 

 

Kalenin içindeki en büyük süpriz, resim sergisinde bir duvardaydı.

 

Müzenin dokuma ve halı salonu.

 

 

Tulumun atası :)

 

Yeme içme mekanları dışında, çoğu işletme 10:00 ile 17:30 arası çalışıyor. Planınızı ona göre yapın. Bodrum katta faaliyet gösteren ve transparan kıyafetli garsonların (bayan) servis yaptığı mekanlara girmeyin (biz girmedik, giren olursa da özelden paylaşsın merak ediyorum :) ). Sabah saatlerinde yol kenarlarında araç içinde meyve sebze satanlar var. Fiyatları çok ucuz ( nektarine 1 Lari verdik). Nedense, öğlen saatlerinde pek kalmıyorlar. Yiyecek hiç bir şey bulamazsınız, fırınlarda içi dolu pide türevi şeyler var. Eğer yeni şeyler denemek istemiyorsanız, neredeyse bütün marketlerde Türkiye’den gelme ürünleri bulmanız mümkün. 1 günlük ziyaret Akhaltsikhe’yi görmeniz için yeterli bir süre olacaktır.

Sevgiler…