Denizli
Antalya’dan Denizli’ye gelirken Acıpayam’dan sonra Serinhisar’dan Leblebi aldık belki 30 çeşit leblebi var (gerçi bazıları biraz zorlama olmuş, Zorlama dedik, leblebiye laf ettik, çifte kavrulmuşu yerken dişim kırıldı aman diyeyim).
Denizli denince akla Pamukkale ve Horoz geliyor. Tercihimizi Pamukkale’den yana kullandık ( Horoz eti sert oluyormuş :) ) Travertenlerde gezmek ilgiç oldu. Tarihi kısımlar ve Müze de, ziyaret edilmesi gereken yerlerden. Antik Havuzda yüzmek isterseniz 32 TL’yi gözden çıkarmanız gerekli (Otoparka 15, girişe 35 TL deyince, zaten yüzecek halimiz kalmamıştı). Gece Pamukkale’de konakladık, ışıklandırılmış hali ile Pamukkale’nin görüntüsü çok hoştu. Gölün kıyısında bulunan tesiste ki Canlı müzik geceyi daha da güzelleştirdi.
Ertesi sabah, kahvaltının ardından Denizli’ye hareket ettik. Denizli’de Bayram Yeri ve Kaleiçi’ni gezdik. Asıl hedef öğlen saatlerinde açılan Denizli Kebabı satışı yapan kebapçılar (12:00-15:00 saatleri açıklar). Kebap deyince, şişe dizilmiş bir şey beklemeyin. Fırında saatlerce pişen koyun eti, bir tepsi içinde lavaş ekmek eşiliğinde sunuluyor (çatal-bıçak yok, istemeyin elle yemeniz gerekiyor). İşi ilerletmek isteyenler için kelle serviside var :)
Öğlen yemeğinin ardından Bayram yerinde hızlı bir tur. Ardından hedef Afrodisias. Afrodisias Afrodit’e adanan ve heykel okulunu barındıran antik bir şehir. Afrodisias’ı bize kazandıran ve ömrünü buraya adıyarak 31 yılını geçiren Kenan Erim’ i saygıyla anmak gerek. Heykel okulunun bıraktığı izleri sadece Anadolu’da değil, bütün Akdeniz de görmek mümkün. Mermer’ e hayat veren bu isimsiz ustaları tanıyamamış olmak büyük kayıp. Antik şehrin keyfini en fazla çıkaranlar Sincaplar. Antep Fıstığı ağaçları, Ceviz ağaçları emirlerinde :) Afrodisias’ı layıkıyla gezmek istiyorsanız Yarım gününüzü ayırmanız gerek. Agorası, heykel atölyeleri, müzede bulunan heykellere bakmak, ağaçların altında biraz soluklanmak, sağlam vaziyette kalan büyük stadyumu görmek, en az yarım gün. Mevsimi iyi ayarlayın ve mümkünse sabah gelin. Açılış 08:00’de.
Sevgiler
Güzel bir gelişme oldu:Afrodisyas Arkeolojik Alanı UNESCO Dünya Mirası listesi’ne girdi.
Keşke Prof. Dr. Kenan Erim’de görebilseydi.
Afrodisyas’a uğradığınıza sevindim. Bence, Türkiye’deki antik kentler içinde muhakkak görülmesi gerekenler sıralamasında en önlerde olan bir yer. Geçen yıl şehri dolaşmıştık. Bu yıl hava çok sıcak ve bizim de gitmemiz gereken bir yol olduğu için yalnızca müzesini gezdik. Fakat, bu kente gitmek için müzesi bile tek başına yeterli bir neden .
Prf. Dr. Kenan Erim olmasaydı adı bile duyulmazdı heralde. Erken kaybı çok üzücü :(