Vardzia, zamanında Gürcistan Krallığının en önemli idarecisi olan, Kraliçe Tamara ve Babası III. George döneminde yapılmış. Dik kayalık bir yüzeye oyularak yapılan bu mağara şehir, en iyi günlerinde 6 bin oda dan oluşuyormuş. Pers ve Osmanlı akıncıları tarafından yapılan saldırılar, ayrıca geçirdiği depremler sonucunda 750 oda günümüze ulaşmış. Vardzia adının çocukken mağaralarda kaybolan Kraliçe Tamara’yı bulan amcasına seslenirken “ak var dzia” (buradayım) demesinden geldiği söyleniyor (internet çevirisinde böyle çıkmıyor ama şimdi efsaneyi de bozmayalım). Odaların neredeyse tümü ziyarete açık. Kapalı olan 8-10 odalık özel bir bölümde ise Kilise görevlileri kalıyor. Kilisede fotoğraf çekilmesine izin verilmiyor. Yukarıya çıkarken 2-3 yerde su içebileceğiniz çeşmeler ve tuvalet var. İniş çıkış yemek derken 1 günü dolu dolu geçirebilirsiniz (tabi bizim gibi emekliyseniz :) ).
Vardzia sabah 09:00 ile akşam 19:00 saatleri arasında gezilebiliyor. Kayalara oyulan bir şehir olduğu için sıkı bir antremana hazırlanın. Aşağıda büyük bir otopark var. Ayrıca nehrin kenarında lokanta ve büfeler var. Et yemekleri 8-15 Lari arası (Gürcistan para birimi GEL veya Lari olarak geçiyor). Pide türü şeyler ise 7-11 Lari. Şiş kebap yerken yanında 3-5 soğan halkası dışında pek bir şey gelmiyor. Ekmek bile ayrı ücret. Mağara şehrine giriş 7 Lari.
Vardzia’nın tek sorunu, toplu ulaşım araçları ile gelmek zor. Ya kendi aracınızla ya da turla gelmeniz gerekli. Biz geceyi otoparkta ve Kraliçe Tamara’nın korumasında güzelce uyuyarak geçirdik.
Ilginc bir mekan. Gezmesi de oldukca yorucu gorunuyor.
Eh biraz yorulduk tabi
Sevgiler